Geçen Hafta Yaşananlar ve Bu Haftaki Beklentiler

28 Kas 2022, Pazartesi

21 – 25 Kasım Haftasında Yaşananlar ve Bu Hafta Beklememiz Gerekenler

 

TÜRKİYE

21-25 Kasım haftası geçmiş vakitlere göre fazla veri içeren ve hızlı gelişen bir hafta değildi ancak açıklanmasını beklediğimiz veriler arasında tüketici güven endeksi, kapasite kullanım, imalat güveni , gecelik faiz oranları ve borçlanma faizleri bulunmaktaydı. Sırayla gidecek olursak, Kasım ayı tüketici güveni 76,6 ile hafif yükselişle, kapasite kullanımı %75,9 düşüşle, imalat güveni 97,3 ile düşüşle, Kasım ayı gecelik borçlanma faizi %7,50 ile düşüşle, gecelik faiz oranı ise %10,50 olarak yie düşüşle açıklandı.

Bizim için önemli olan verilerden biri ise 24 Kasım Perşembe günü açıklanan  bir hafta vadeli repo faiz oranının %10,50’den %9’a düşürülmesi kararı vardı. Para Politikası Kurulu Kararı’nın açıklamasında da şu şekilde belirtilmiştir ki ‘Jeopolitik risklerin dünya genelinde iktisadi faaliyet üzerindeki zayıflatıcı etkisi artarak sürmektedir. Önümüzdeki döneme ilişkin küresel büyüme tahminleri aşağı yönlü güncellenmeye devam etmekte ve resesyonun kaçınılmaz bir risk faktörü olduğu değerlendirmeleri yaygınlaşmaktadır.’ Aynı zamanda açıklamanın devamında  Kurul, mevcut politika faizinin küresel talebe ilişkin artan riskleri dikkate alarak yeterli düzeyde olduğunu değerlendirmiş, Ağustos ayında başlatılan faiz indirim döngüsünün sonlandırılmasına karar vermiştir.’ eklenmiştir.  Faiz indiriminde bir sona gelinmiş olması aslında makro açıdan bakıldığında iyi bir haber. İyi olup olmadığını da aslında 2023 Yılı Para ve Kur Politkası metni açıklandığında daha detaylı öngörülerde bulunabiliriz. Enerji ve gıda ürünlerinin fiyatlarındaki artış hem dolaylı hem de direkt olarak bizlere de yansımaya devam etmektedir ve yüksek enflasyon olarak geri dönüşünü gündelik hayatımızda da her gün görmekteyiz. Faiz indirimi tutumu ilerleyen kararlarda değişirse daha istikrarlı bir tutumla karşılacağımıza şüphe yoktur.

Aynı zamanda TCMB’ye ait Kasım 2022 Finansal İstikrar raporunda Makroekonomik Görünüm kısmında da değinilmiştir ki jeopolitik riskler, küresel enflasyon gelişmeleri, gelişmiş ülkelerde artan resesyon beklentisi ve Çin’de salgın tedbirlerinin tedarik zincirleri üzerinde oluşturduğu belirsizlik nedeniyle küresel iktisadi faaliyet zayıflamaktadır ve Türkiye her ne kadar 2022 senesinin ilk yarısında güçlü seyrine devam etmiş olsa da küresel bazda yükselen enflasyon, talepte yaşanan daralmalar, gelişmiş ekonomilerde resesyon beklentileri ve Çin’in 0 Kovid politikasından her gün daha da artan vaka sayılarından ötürü sisteminden vazgeçemiyor olması küresel iktisadi faliyeti zayıflatmaya devam etmektedir.

Şimdilik belirsizlik olsa da ilerleyen zamanlarda hem TCMB’den gelecek açıklamalar hem AB’nin ve FED’in enflasyona karşı uygulayacakları faiz artırımı kararlarının agresyonu hem Avrupa’da enerji fiyatlarından ötürü yaşanan krizin Brüksel’de acilen onaylanacak bir tavan fiyatla kabul edilmesini beklemek hem de Çin’de Kovid vakalarında azalma-iyileşme görülebilmesi durumunda hem bizler hem de küresel piyasalar nefes alabilecek duruma gelecektir.

28 Kasım- 2 Aralık haftasında TCMB’den beklediğimiz mühim veriler yok ancak global açıdan bizi etkileyecekler arasında bugün 20.00’de FED üyedi William’ın ve 17.00’de Lagarde ‘ın konuşması, Salı günü ise farklı saatlerde AMB üyelerinin konuşmaları olacaktır. Çarşamba ise Powell’ın konuşması olacak.

AMERİKA

21-25 Kasım haftası başında Çarşamba günü yayınlanan Kasım ayı FED toplantısına ait notlar mühimdi. Fazla hareketli bir hafta olmadı çünkü Amerika bir nevi kışlık tatil sezonunda. Amerikan borsaları, Perşembe tam gün ve Cuma  yarım gün kapalıydı Şükran Günü sebebiyle. Bu haftanın başlangıcında ise çevrimiçi perakende satışlarında USD 9,12 milyar ile rekor satış yaşandı. Bu değerle geçen seneye göre %2,3 artış gösterildi. Sebebi ekonominin iyiye gidiyor olması değil, ‘şimdi ali sonra öde’ alımlarında yaşanan %78’lik artış. Herkesin birbirine hediye verdiği bir dönemde, enflasyon yaşanırken, bu tarz bir kampanyanın da varlığıyla yüksek satış sayıları kaçınılmaz olacaktır.

Geçmiş zamanlarda faiz artırımlarında alınan kararların ABD ekonomisinde istenildiği cevapları aldığı ancak daha hedeflenen enflasyon noktasına daha gelinmediğini de görmekteyiz. Bu hafta FED üyelerinin ve Çarşamba günü FED başkanı Powell’ın konşmaları, uygulanacak faiz artırımı politkasının ne kadar sert olacağına dair bir gösterge olacaktır. Alınan önlemlerin yakın zamanda pozitif etki yaratmasıyla çok yüksek bir olasıkla 50bps faiz artırımı bekleniyor. Ancak FED toplantı raporunda da belirtildiği gibi Rusya-Ukrayna savaşı beraberinde insani ve ekonomik zorlukları da getiriyor ve bu duruma bağlı olarak emtia ve enerji fiyatlarındaki artış global ekonomiye ekstra bir yük bindirmekte. Amaçlananlar arasında Amerikan ekonomisini resesyona sokmamak da var ama enflasyondan çıkmanın, resesyon sonrası bir gelişmiş ülkeyi canlandırmaya çalışmaktan daha zor olduğunu kabul edersek 75bps de düşük bir olasalık da olsa pek imkansız görünmüyor. FOMC raporda belirtilen en yüksek olasalık Aralık toplantısında 50bps artırılacağına dair, incelendiğinde de verilen kararlara herkesin oy birliğiyle hem fikir olduğunu görebiliyoruz. Enflasyonda istenilen seviyelere daha gelinebilmiş değil tabii ama bu haftaki konuşmaları da tekrar gözden geçirmek zorundayız. Çünkü Çin’de yaşanan protestolar ve 0 Kovid politikasından vazgeçilmeyecek olması hem Çin’de hem de global bazda arz-talepte açığa sebep olmakta devam edecek gibi görünüyor.

AVRUPA

18 Kasım’da Frankfurt’ta gerçekleştirilen Avrupa Bankacılık Kongresi’nde AMB Başkanı Lagarde’ın yaptığı konuşmada enflasyonun olmasını amaçladıkları yere gelene kadar faiz artırımlarına devam edeceklerini ve bu amaç için de bir limitleri olmadığını belirtmişti. Bu söylem bir sonraki faiz kararında 75 bps artırılabileceğini gösterir. Bunun üzerine AMB politika yapıcı üyelerinden olan Villeroy’un 2023 senesinin ilk aylarında Avrupa’nın daha yüksek enflasyonlarla karşılaşacağını düşündüğünü belirtti. Bu şekilde istenilen enflasyon seviyelerine 2-3 sene içerisinde erişilebileceği, Lagarde’ın da daha önce belirttiği gibi faiz artırımlarının beklenenden daha yüksek oranlarda artış gösterebileceğini düşünebiliriz. Ayrıca yine Avrupa’da da görülen emtia ve enerji fiyatlarındaki artış yeterince dar savaş alanı bırakan büyük bir sorun olmaya devam ediyor. Yaşanan enerji krizi ile alakalı görüşmeler Brüksel’de devam etmekte ancak bir tavan fiyatta anlaşılabilmiş değil. İstenilen ise Rus petrolüne tavan fiyat berlirleyerek fiyat oynaklıklarını engellemek ve Rusya’yı cezalandırarak devam eden savaşa finans kaynağı sağlamasını engelleyebilmek. Ancak  Avrupa Komisyon’u USD65/barrel zorluyor. Polonya liderliğindeki üye devletler bunun etkisiz olacağını çünkü Rusya’nın zaten piyasaya sürdüğü fiyata çok yakın olduğunu, yani yaptırımın Kremlin’i cezalandırmayacağını söylüyor. Bununla beraber uluslararası kriter olan Brent ham petrolü varil başına USD80/barrel işlem görüyor ancak Avrupalı alıcılar geri döndükçe Rusya’nın petrolü büyük bir indirime düşüyor ve ana Ural sınıfı varil başına yaklaşık USD66/barrel işlem görüyor. Reuters’e göre, Ukrayna Cumhurbaşkanı  Zelenskyy 26 Kasım Cumartesi günü düzenlediği basın toplantısında, Rus deniz petrolünün maliyetinin varil başına 30- 40 dolar arasında sınırlandırılması gerektiğini söylediği fiyat sınırı tartışmasına böylelikle eklenmiş oldu. Petrol fiyat sınırının yürürlüğe girmesi, yalnızca G7 müttefikleri tarafından değil, aynı zamanda 27 AB üye ülkesi arasında oybirliğiyle yapılan anlaşmayı da gerektirecektir. Çünkü bu, 5 Aralık’ta başlayacak olan Rus deniz petrolüne ilişkin kararlaştırılan AB ambargosunda değişiklik yapılması anlamına geliyor. 4 aralık’ta ise OPEC toplantısı gerçekleştirilecek. Avrupa, Asya ve Orta Doğu’nun kaynaklarına ihtiyaç duyarken ve Brüksel’de Rusya’ya karşı bir fiyat anlaşması sağlanamamışken bu toplantının önemi de artıyor.

ASYA

Bu hafta en çok konuşulacak konu Çin ve artan vaka sayılarından ötürü devam eden protestolar ve şiddetlerini artırması. Vaka sayıları 40,000’i geçmiş durumda maalesef. Her hangi bir yumuşamaya dahi gidilmemiş olunması ve bu durumla alakalı devlet tarafından gelecek planları da belirtilmediğinden ötürü protestların konusu sadece 0 Kovid politikasından ibaret kalmıyor. Çin Komünist partisinin özel hayata fazlaca müdahile ediyor olması, ekonominin Çin için neredeyse durma noktasına geliyor olması ve halkın ‘özgürleşmek’ istemesi beraberinde protestolarda Şi Cinping’in istifasının istenmesi noktasına kadar gelmiş oldu.  Bu olayların hepsi birlikte petrolde 2021’den beri en düşük noktasını gördü ve talebin azalması fiyatta düşüşe sebebiyet vermeye devam edebilir.

Bununla birlikte Çin için güne başladığımız haberlerden biri de Foxconn fabrikasında yaşanan portestolar ve üretimlerin aksamasından ötürü 6 milyon Iphone Pro üretiminde kayıp yaşanacak. Tüm bu iktisadi ve siyasi sıkıntıların yaşandığını göz önüne aldığımızda bile Bloomberg kaynaklarına bağlı olarak Yuan hala kırılganlığı GBP, USD ve EUR karşısında en düşük olarak hala seyir etmekte.

Arşiv

MetaTrader 5 uygulaması, tüm cihazlarınız için ücretsiz

HEMEN İNDİR

Düşük fiyat farkı (spread) ve gecelik faizle (swap) işlem yapın

Manipüle edilemeyen, derinlikli bir piyasada anlık yatırım yapın

Kaldıraçlı işlem ve hedging'le döviz/sektör riskini sigortalayın

Hemen Türkiye’nin Forex Şirketi’nde yatırıma başlayın