Enflasyon Rotaları Değiştirdi

12 Kas 2021, Cuma

BİST

ikinci çeyrek itibariyle Borsa İstanbul’da sıkça yaşanan, küresel borsalardan negatif ayrışma eğiliminin yakın dönemde sonlandığını görmekteyiz. Genel olarak değerlendirecek olursak bu duruma iki neden gösterebiliriz. Üçüncü çeyrek bilanço döneminde başta bankacılık olmak üzere şirketlerin açıkladığı finansal tablolar beklentilerin üzerinde performans kaydedildiğini gösterdi ve hisselerde değer artışı meydan getirdi. Bununla birlikte son bir ayda Dolar/Lira paritesinin %20 değer kazanması ise Dolar bazlı BİST100 endeksinin geçtiğimiz yılın ekim ayı seviyelerine kadar gerilemesine neden olup teknik alımları başlattı. Bu iki durumun etkisi ve küresel çapta artan risk iştahı, oldukça iskontolu olan Borsa İstanbul’da bir ralli başlangıcı oluşturdu.

Dolar / Lira Grafiği ve yüzdesel artış oranları

Yükselen enflasyon ve TCMB’nin sert faiz indirimi sonrasında mevduat getirisinin enflasyon oranının altında kalmış olması, alternatif getiri arayışına zemin oluşturdu. Borsa İstabulda yıl ortası itibariyla 20 milyar civarında seyreden işlem hacminin faiz indirimi sonrasında 40 milyarlara ulaşması getiri arayışının tekrar Borsa İstanbul tarafına döndüğünü işaret etmekte. Artan risk iştahı ve tekrar göz kırpan yabancı yatırımlarıyla Borsa İstanbul hafta içinde rekor tazelendi

BİST100 endeksi TL bazında yeni rekor yenilemiş olsa da yıl başında hesaplanan dolar bazlı seviyelerin %40 aşağısında işlem görmekte. Üçüncü çeyrek bilançolarının sona ermesi ile endekste bir miktar kar realizsayonları görebiliriz. Gelen güçlü bilançoların ardından çoğunlukta endekste ağırlığı yüksek şirketlerin iskonto oranlarının artması yıl başına kadar fiyatlamaları pozitif tarafta tutabilir. TCMB faiz indirimleriyle birlikte talebin canlanması yılın son iki ayında perakende sektörünü hareketlendirebilir. Konut kredilerinde fazinin düşmesiyle talebte artış yaşanırsa GYO şirketlerin de alım geldiğini görebiliriz. Teknik olarak 1585 seviyesi üzerinde hareketin korunması durumunda orta vadede 1750 bölgesine doğru yükseliş eğilimi devam edebilir

Bankacılık sektöründe özel bankalar öncülüğünde net karlar beklentilerin ortalama % 15 üzerinde gerçekleşlekti. Bir önceki çeyreğe göre ise % 20 ‘nin üzerinde artış kaydedildi. Yüksek faiz döneminde kredi ivmesinin güçlü seyretmesi ve TL kredi mevduat makasının pozitif etkisi karlılığı destekledi. İlerleyen süreçte faiz oranlarının indirilmesiyle birlikte talep canlaması olması durumunda, bankacılık endeksinde dördüncü çeyrekte pozitif eğilim devam edebilir.

Sanayi tarafında şirketler enflasyon etkisi ile beklentilerden yüksek hasılat geliri elde etti. Net kar tarafı ise artan maliyet etkisinin neden olduğu marjlarda baskılanmanın yansımalarından kaynaklı beklentilere paralel gerçekleti. Şirketlerde artan maliyetlerin etkisi ile brüt kar marjları geçtiğimiz çeyrekte görülen yüksek seviyelerden tarihsel ortalamalarına doğru geriledi. Arz sıkıntısından kaynaklı olarak artan hammadde fiyatları ve döviz kurunun etkisinin yansımasıyla önümüzdeki çeyrekte de marjlarda yatay, negatif seyir devam edebilir. Bu durum ise yıl sonunda sanayi tarafında fiyatlamalarda etki oluşturabilir.

Ulaştırma sektöründe net kar tarafında tekrar toparlanma görüldü. Marjlarında tekrar iyileşmenin etkisi havacılık sektöründe tekrar pandemi öncesine dönüş sinyalleri vermis oldu.

Dolar

ABD Merkez Bankası FED’in varlık alımlarını azaltacağı ve faiz oranını yükselteceği beklentisiyle yıl içinde değer kazanan ABD tahvilleri, yıl içinde ABD enflasyon oranının %1,4’ten %6,2’ye yükselmesinden dolayı getirilerini düşürdü. FED Başkanı Powell’ın söylemine göre geçici olacağı beklenen enflasyon oranın her çeyrek katlanarak artması, beklentilerin değişmesine sebep olmuş durumda.  Diğer yandan ABD istihdam piyasasında işsizlik sorunu henüz ortadan kalkmamışken, FED’in enflasyonu düşürmek için faiz oranlarını yükseltmesi de pek olası gözükmüyor.

ABD getiri eğrisi, yukarı yönlü bir kayma ile kısa bir dalgalanmanın ardından tekrar düzleşiyor. 5 yıllık ve 30 yıllık getiriler arasındaki fark, enflasyon raporunun ardından bir gecede Mart 2020’den bu yana görülmeyen seviyelerde daraldı. FED’in tahvil alımlarını azaltma kararı almasının hemen ardından hızlanan faiz artırımı beklentileri de daha güçlü bir dolara dönüşüyor. Bu durum, gelişen piyasa varlıklarından sermaye akışını tetikleyerek hisse senetleri, tahviller ve diğer para birimlerini etkileme riski taşıyor. Dolar endeksin bu hafta içinde %1,40 yükselmesi ve  95,00 seviyesinin üzerine çıkması, faiz beklentilerindeki şahinleşmeden kaynaklı yaşanıyor olabilir.

 

ABD tahvil faiz oranları

Dolar Endeksi hafta içinde 95,00’in üzerine yükseldi

Pandemi sürecinin başında 103.80 seviyesine kadar yükselen ve bir yıl geçmeden 89.15 seviyesine kadar gerileyen dolar endeksi, haftalık bazda ikili dip formasyonu çizmiş durumda. Son bir yıldır 95 seviyesinin üzerine geçemeyen dolar endeksinde direnç kırılması durumunda orta / uzun vadeli yükseliş başlayabilir. Pandemi sonrasındaki süreç içinde yapılan Fibonacci hesaplamasında F38,2’lik direnç seviyesinin de bulunduğu 94,75 ikili dip formasyonunun direnç seviyesini oluşturması bakımında oldukça önemli. İlerleyen süreçte beklentilerin değişmesiyle birlikte dolar kuvvetlenmesinin başlaması durumunda ilk olarak ara direnç seviyesi olan 95,70 seviyesine doğru yükselişin başladığını görebiliriz. Devamında ise F50,0 ‘nin bulunduğu 96,50 ana direnç olarak izleyeceğimiz bölgeyi oluşturacak. Formasyon hedefi ise Fibonacci 61,8’lik düzeltme hareketinin direncinin hesaplandığı 98.20 hatta 100 bölgesini işaret ediyor.

 

Dolar Endeksi ikili dip formasyonu

EUR/USD

2008 yılında başlayan düşüş trendinin kırılmasının ardından 1.23 bölgesinin üzerine çıkan Euro / Dolar paritesinde yeniden satışlar ön plana geçmeye başladı. Temel makro ekonomik gelişmelerin aşağıya yönelttiği parite için 1.15 seviyesi oldukça önemli bir destek seviyesi konumunda bulunuyor. İlerleyen süreçte destek bölgesi altında fiyatlanmaların başlaması halinde, kırılan uzun vadeli düşüş trendine doğru geri dönüş hareketi yaşanabilir. Böyle bir senaryoda 1.12 seviyesi bir sonraki durulma bölgesi olarak izlenebilir. Teknik göstergeler aylık bazda paritenin güç kaybettiğini göstermesi bakımında önemli.

 

EUR/USD Haftalık Görünüm

Euro / Dolar paritesinin grafiğini haftalık olarak incelediğimizde ise 2017 yılında sonra başlayan sıkışmanın içinde hareket eden paritenin bu yıl Mayıs ayı sonrasında düşüş kanalı içinde bulunduğu görülüyor. Son yükseliş dalgası içinde yapılan Fibonacci hesaplamasına göre F50,0 seviyesine denk gelen 1,1490 seviyesi satış baskısını devam etmesi için önemli bir destek seviyesi olarak karşımıza çıkıyor. Bollinger alt bandının da bulunduğu bu destek seviyenin kırılması durumunda F61,8’nin hesaplandığı 1,1290 seviyesine doğru değer kaybı hız kazanabilir.

Altın

Yılın büyük bir bölümünde, enflasyon oranlarının sürekli olarak artması metal fiyatlarının yükselmesine zemin hazırladı. Ekim ayı ABD enflasyon oranının %6,2’ye yükselmesinin ardından, enflasyonun geçici olduğuna yönelik beklentilerin törpülenmeye başlaması uzun vadeli tahvil getirilerinin düşmesine neden oldu. Enflasyonun hızla yükseldiği tek ülke ABD değil. Küresel alanda da enflasyon oranlarında hızla artış yaşanmakta. Veriler Çin, Japonya ve Almanya’daki enflasyon oranlarında son on yılın en hızlı yükselişinin yaşandığını gösteriyor. Küresel ölçekte enflasyonun yükselmesi altın ve gümüş gibi metallerin fiziksel talebini artırmaya devam edebilir.

 

Teknik olarak 1865 / 1875 dolar seviyesi ara direnç bölgesini oluşturuyor, hareket yükseliş kanalı içinde devam ederse kısmi değer kaybı yaşanabilir. Olası düşüşler, geri dönüş hareketi oluşturması halinde 1835 / 1825 destek bölgesi takip edilecek. Yükselişin devam edip 1875 dolar seviyesi üzerine geçilmesi halinde 1915 dolara kadar önemli bir direnç bulunmuyor. Son iki yıldır sıkışan altın fiyatında yaşanan düşüşün sonlanmış olması uzun vadede başlayacak yükselişin ilk göstergesi olabilir.

Ons altın düşüş trendini sonlandırdı

Bundan sonra dikkatler FED yetkililerinin enflasyonda yaşanan yükselişe ilişkin yapacakları açıklamalara ve yorumlara çevrilecek. Bununla beraber altının son rallisi, geçen hafta tahvil alımlarını azaltma hızını açıklayan FED’in enflasyondaki yükselişi yakın dönemde durdurma olasılığının düşük olduğunu gösterdi. FED’in önümüzdeki ay yapılacak toplantıda daha hızlı bir daralma sinyali vermesi durumunda altında yaşanan hızlı yükseliş yavaşlamaya başlayabilir.

Altın fiyatında yaşanan yükselişin aksine, borsada işlem gören altın fonları ise henüz sessizliğini koruyor. Toplam altın ETF’leri Mayıs 2020’den bu yana en düşük seviyesine yakın ve altında yaşanan yükselişin devam etmesi için fiziksel talebin canlanması gerekli.

Nelere dikkat edilmedi…

ABD ekonomisine dair gelişmelere bundan sonraki süreçte en önemli gündem maddeleri olacak. Uluslararası alanda ABD ve Çin görüşmesinden çıkacak sonuçları takip edeceğiz. Asya piyasasında ise hasıraltı ediliyormuş gibi görünen bir konut sorunu mevcut ve bu duruma ilişkin gelişmeler tahvil piyasalarında dalgalanmaya neden olabilir. OPEC+ petrol üretimini pandemi öncesi seviyelere çıkarmadığı sürece enerji fiyatlarında artışın sürmesine bağlı olarak, gübre ve gıda fiyatları başta olmak üzere enflasyonist süreç devam edebilir. Arz sıkıntıları da küresel ticareti zorlaştıran diğer bir konu olarak kalmaya devam ediyor. Bu ortamda ekonomilerin enflasyon sarmalarından çıkmak için çok fazla arternatifleri yok gibi görünüyor. Enflasyonun aşındırıcı sebeplerde dolayı portföy oluştururken mümkün olduğu kadar çok üründe, risk algısı gözetilerek çeşitlendirme yapılması daha yararlı olabilir. 

Arşiv

MetaTrader 5 uygulaması, tüm cihazlarınız için ücretsiz

HEMEN İNDİR

Düşük fiyat farkı (spread) ve gecelik faizle (swap) işlem yapın

Manipüle edilemeyen, derinlikli bir piyasada anlık yatırım yapın

Kaldıraçlı işlem ve hedging'le döviz/sektör riskini sigortalayın

Hemen Türkiye’nin Forex Şirketi’nde yatırıma başlayın